
İslam Dininin Temel Kaynağı: Kur’an
Kur’an-ı Kerim, Allah tarafından son peygamber Hz. Muhammed’e gönderilen son kitaptır. İslam dininin temel kaynağıdır. Kur’an, hiç değişmeden ve güvenli bir şekilde bize kadar ulaşmıştır. O, bütün insanlara hitap eden evrensel bir kitaptır. İnsanların dünyada mutlu bir hayat sürmelerini ve ahirette de mükâfata ulaşmalarını sağlayacak ilkeleri kapsar. İnsanları doğru ve güvenilir bilgilerle aydınlatır.
Kur’an, insanları karanlıktan aydınlığa çıkarır. İnsanlara inanç, ibadet ve ahlak konularında sorumluluklarını hatırlatır. Konuyla ilgili olarak bir ayette şöyle denilmiştir: “Allah, inananların dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır...”
İnsan, kendisi ve yaratılışı ile ilgili bilgi sahibi olmak ister. Hayatın amacı, ölümden sonra ne olacağı ve diğer canlılarla ilişkilerinin nasıl olması gerektiği hususunda sürekli sorular sorar. İşte bu ve benzeri soruları, en güzel şekilde Kur’an cevaplar.
Kur’an, insanın dünyada imtihan edildiğini ve yapıp ettiklerinden sorumlu tutulacağını bildirir. Kur’an’da bu konu şöyle ifade edilir: “O ki hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır...”
Kur’an, inanç, ibadet ve ahlak ile ilgili pek çok konuda bilgiler içerir. Kur’an, özellikle inanç konularında tek ölçüdür ve bu konuda açıkladığı esaslarla insanı başıboşluk ve kararsızlıktan kurtarır. Doğru ve güzel olana yönlendirir.
Kur’an, ibadet konusunda da temel kaynaktır. Allah’a nasıl ibadet edeceğimizi Kur’an’dan öğreniriz. İbadetler, insanın iyiliği içindir ve onun güzel bir hayat sürmesine yardımcı olur. Kur’an’da, Allah’ın insanı yarattığı ve ona çeşitli imkânlar verildiği açıklanır. Bunun karşılığında da insanın, Allah’ı tanıyıp ona iman ve ibadet etmesi gerektiği bildirilir.
Ahlak konusunda da temel kaynak Kur’an’dır. İnsanın kendisiyle ve çevresiyle iyi ilişkiler içinde olması gerekir. Ahlaklı olmak, insan için vazgeçilmez bir özelliktir.
Kur’an’da, insanın kendisine ve çevresine karşı sorumlulukları bildirilmiştir. Allah, yaptığımız her işte güzel ahlaklı olmamızı ister ve buna uygun davranışlarda bulunmamızı öğütler. Bir ayette şöyle buyrulur: “Doğrusu Kur’an, sana ve toplumuna bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.”
Kur’an, anlaşılmak için gelmiş ve anlaşılsın diye de kolaylaştırılmıştır. Kur’an’da Kamer suresinin 32. Ayetinde bu konu şöyle ifade edilir: “Andolsun ki biz Kur’an’ı, anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık. O hâlde düşünüp öğüt alan yok mu?” Kur’an, ilk muhatapları Arapça konuştuğundan, onlar tarafından anlaşılsın diye, Arapça olarak indirilmiştir. Arapça bilmeyen milyonlarca Müslüman ise Kur’an’ı anlayabilmek için meallerden faydalanmaktadır. Kur’an ayetlerinin, yaklaşık anlamıyla başka bir dile çevrilmesine “meal”, açıklamalarına ise “tefsir” denir. Mealler, Kur’an’ın anlaşılması için gereklidir. Kur’an, dünyanın belli başlı bütün dillerine çevrilmiştir. Türkçede de birçok meal ve tefsir vardır. Bizim de Kur’an’ı anlayabilmemiz için meallerden ve tefsirlerden faydalanmamız gerekir.
Bizler, İslam dininin temel kaynağı olarak Kur’an’ı dikkate almalıyız. Dinimizin temel ilkelerini Kur’an’dan öğrenirsek hem yanlış anlaşılmalara engel olur hem de batıl inanç ve hurafelerden uzaklaşmış oluruz.