Loading...

Kur’an’ın Açıklayıcılığı ve Yol Göstericiliği


Kur’an’ın Açıklayıcılığı ve Yol Göstericiliği

Allah, insanlara gönderdiği kitaplar ve peygamberlerle doğru yolu göstermiştir. Kur’an da bu amaçla gönderilen bir kitaptır. Dünya ile ahiret dengesini kurmamıza ve iyiyle kötüyü, doğru ile yanlışı ayırt etmemize yardımcı olur. İyiliklere özendirir ve kötülüklerden sakındırır. Yüce Allah, Nahl suresinin 89. ayetinde şöyle buyurur: “...Sana bu kitabı (Kur’an’ı) her şeyi açıklayan ve Müslümanlara yol gösterici, rahmet ve müjde olarak indirdik...”
Kur’an, sorumluluk sahibi olmamızı ister. Hem bireysel hem de toplumsal yaşamımızda ihtiyaç duyacağımız ilkeleri belirtir. Bu yönüyle Kur’an, açıklayıcı ve yol göstericidir. Doğruyu arayan ve bulmaya çalışanlar, onun ilkelerine uyduklarında mutlu ve huzurlu bir yaşama kavuşurlar.
Allah, uyarılarını dikkate alıp doğruyu bulmak için gayret gösterenlere yardım eder. Fakat doğru yolu araması ve bulması gereken insanın kendisidir. Kur’an, insanı güzel davranışlar edinmeye teşvik edip yönlendirir. Ankebût suresinin 69. Ayetinde bu konu şöyle dile getirilir: “…Hiç şüphe yok ki Allah, iyilik yapanlarla beraberdir.”

Allah, gönderdiği vahiylerle kendisini insanlara tanıtmıştır. Kur’an’a göre Allah her şeyi işitir, görür ve bilir. Hiçbir şeyi unutmaz ve hiçbir şey ona zor gelmez. Kimse onun dengi, eşi ve benzeri değildir. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir ve doğru yolu seçenlerle beraberdir.
Allah, her şeyi insan için yaratmış ve onun hizmetine sunmuştur. Bize sayısız nimetler vermiştir. Allah’ın bizim her türlü ihtiyaçlarımızı karşılayabileceğimiz bir dünya yaratması da onun bize olan sevgisinin bir işaretidir. İnsan, kendisi için yaratılan şeyleri, Allah’ın bir lütfu olarak görmelidir. O, insanlardan kaldıramayacakları bir şey de istememiştir. Bu konuda şöyle buyurmuştur: “Allah, kimseye gücünün üstünde bir şey yüklemez…” İnsan, yalnızca Allah’a inanmalı, ibadet etmeli ve dua ederek ondan yardım istemelidir.
Allah, insanın içinde bulunduğu nimetleri hatırlamasını ve nankör olmamasını ister. İnsan, kendisine sunulan imkânlar karşısında, teşekkür etmeyi ihmal etmemelidir. Allah, şükrün karşılığı olarak da nimetlerini artıracağını İbrahim suresinin 7. Ayetinde şöyle ifade etmektedir: “...Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetlerimi) artıracağım…”
Kur’an, her konuda iyi ve güzeli tercih etmemizi ister. Bu nedenle bizler de birbirimize ön yargılı davranmamalı ve hoşgörülü olmalıyız. Kendimize yapılmasını istemediğimiz şeyleri başkalarına da yapmamalıyız. Nitekim Kur’an’da, başkalarını kötü isimle çağırmanın, alay etmenin, küçümsemenin ve hakaret etmenin doğru olmadığı ifade edilir.
Kur’an; güçsüz, yetim, yoksul ya da engelli insanların da toplumun bir parçası olduğunu söyler. Onlarla yardımlaşmayı ve paylaşmayı emreder. Hatta kendi ihtiyacı olduğu hâlde başkalarının ihtiyaçlarını düşünüp onları kendilerine tercih edenleri över.
Kur’an, insanın insanla ilişkilerinde rehberlik ettiği gibi evrenle ilişkilerinde de yol gösterir. Kur’an-ı Kerim, insanı evren hakkında düşünmeye ve ondan yararlanmaya çağırır. İnsan, evreni iyice gözlemlediğinde her şeyin kendisi için yaratıldığını ve hiçbir şeyin boş ve anlamsız olmadığını fark eder.
Kur’an’da insanın, evreni tanıması ve ondan ölçülü bir şekilde yararlanması öğütlenir. İbrahim suresinin 32-34. ayetlerinde şöyle buyrulur: “(O öyle lütufkâr) Allah’tır ki gökleri ve yeri yarattı, gökten suyu indirip onunla rızık olarak size türlü meyveler çıkardı, izni ile denizde yüzüp gitmeleri için gemileri emrinize verdi, nehirleri de sizin (yararlanmanız) için akıttı. Düzenli seyreden güneşi ve ayı size faydalı kıldı, geceyi ve gündüzü de emrinize verdi. O, size istediğiniz her şeyden verdi.
Allah’ın nimetini sayacak olsanız sayamazsınız…” Allah, evreni bir düzen ve uyum içinde yaratmıştır. İnsan, evrenin bu işleyişini ve ahengini bozacak davranışlardan uzak durmalıdır. İnsan kendisi için yaratılan nimetlerden yararlanırken aşırılıklardan kaçınmalıdır. İhtiyaçlarını abartarak israfta bulunmamalıdır.
Allah, insanı yaratıp onu tek başına bırakmamıştır. İnsanların bir arada huzurlu yaşamalarını sağlayacak öğütler göndermiştir. İnsanları kendi aralarında uyumu bozacak davranışlardan sakındırmıştır. Dostluk, kardeşlik ve arkadaşlık içerisinde yaşamalarını öğütlemiştir. Kırıcı söz ve davranışlardan uzak durmalarını istemiştir. Kur’an’da, “Söyle o kullarıma: Hep en güzel sözleri söylesinler...” denilerek insanlar arasındaki iyi ilişkilerinin bozulmaması için kişilerin sözlerine dikkat etmeleri emredilmiştir.

Bütün evren, Allah’ın belirlediği yasalara göre hareket etmekte ve onun emrine boyun eğmektedir. Allah’ın yarattığı tabiatın yasalarında bir değişme olmaz. Onun bilgisi olmadan bir yaprak dahi düşmez. Evrendeki her şey, Allah’ın kendileri için takdir ettiği görevi aksatmadan sürdürür. Örneğin ağaçlar fotosentez yapar, suyun kaldırma kuvveti vardır.
Allah, Neml suresinin 64. ayetinde, “Peki, yaratılışı ilk defa başlatan ve sonra da onu aralıksız devam ettirip yenileyen kimdir?..” diyerek insanı yaratılışı düşünmeye ve anlamaya davet eder. Hatta insanın, bu ilk yaratılışını, ahiretteki dirilişin delili olarak görmesini ister. Başka bir ifadeyle ilk defa yaratan yeniden yaratmaya da kadirdir.
Evren ve içindeki varlıkların bir başlangıcı olduğu gibi bir sonu da vardır. Evren, sonsuz değildir. Her şey varlığını ve varlığının devamını Allah’a borçludur. Zamanı geldiğinde Allah’ın dilemesiyle son bulacaktır. Kur’an’da her şeyin bir süresi ve sonu olduğu Rûm suresinin 8. ayetinde şöyle açıklanır: “Kendi kendilerine, Allah’ın, gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları ancak bir hakikat olarak ve belirli bir süre için yarattığını hiç düşünmediler mi?..”